James B. Aglarond Demeter Çocuğu
Mesaj Sayısı : 13 Drahmi : 14 Kayıt tarihi : 11/11/11
RP Puanı RP Puanı: (0/0)
| Konu: Sabırsızlık... Perş. Kas. 24, 2011 8:20 am | |
| Zaman: James 13 yaşındayken Kurgu: Pegasus ahırlarından James'in ilk pegasusunu seçmesi Kişiler:James Aglarond Neden buradaydım? Fikirler, fikirler... Kafamda uçuşan durmak bilmeyen o anlamsız fikirler. Birgün hepsinden kurtulacaktım. Buraya gelmek, evet çok eğlenceli bir yerdi. Evet herkesin rüyalarını süsleyen şeyler vardı; ancak bazı şeyler anlamlandıramadığım bir şekilde garip geliyordu. Alkolik babamı özlemiştim. Evet, garip gelebilir; ancak onu özlemiştim. Ne kadar alkolik olsa da onu severdim. Neden alkole başladığını da anlıyorum artık. Annem yüzünden. Hiçbir Tanrı veya Tanrıça insanları umursamıyor. Yani ne önemleri var ki, sadece kullanabileceğin bir insan, daha sonra da çöpe atarsın ya da biraz daha eğlenirsin. Berbat! Evet, Demeter çocuğu olduğumun farkındayım. Annemden hoşlanmıyorum. Evet ondan nefret ediyorum. Babamın bu kadar düşmesini sağlayan tek kadın o. Düşüncelerimde özgürüm; ama davranışlarımda kısıtlıyım. Susacağım, elbet bir gün intikamımı alacağım annemden...
Pegasus Ahırları'nın yanındaydım. Saçlarım kabarık bir şekilde duruyordu. Ve evet oldukça kabarıktı. Ensemin altına kadar inen gür, kıvırcık saçlar... Tahmin etmek zor değil, değil mi? Genellikle şekle girmeyen saçlarım hem baş belam olmuştur. Çünkü hep balta girmemiş ormanlar gibi yabanidir. Oysa saçlarımı makasla kesiyorum. Yani keskin bir araç kesiyor. Balta olmasa da idare eder ama. Tamam espri yeteneğim çok gelişmiş değil. Zamanla o da olur belki. Pegasusların arasından ilerlerken kısa alçak bir ıslık çalıyordum. Neden olduğunu bilmediğim bir mutluluk vardı içimde. Biraz önceki düşüncelerimden tezatlıkla kendimi birden iyi hissetmiştim. İçime umut ve mutluluk dolmuştu. Islığımın üzerine bir atın, pardon pegasusun kişnemesini duydum ve onu gördüm. Mükemmeldi, hayatımda görüp görebileceğim en harika şeydi sanırım. Birden istem dışı ona doğru gittim ve elimi ona uzattım. Hızlıca geri çekildi ve bölümünün karanlığında kayboldu. Tek yapmak istediğim dokunmaktı. Gözlerindeki anlamlı bakış aklıma geldikçe onu bir daha görmek istiyordum. Ve onu istiyordum; kesinlikle istiyordum. Hızlıca kapıyı açtım ve içeriye girdim.
Pegasus hızlı bir şekilde şaha kalktı. Hırslandığım zamanlarda nazik olamıyordum ve asla sabırlı biri değildim. Hızlıca pegasusun yanına gidiyordum; ama pegasus benden kaçıyordu. Biraz daha sabır diye mırıldandım içimden. Adımlarımı kontrol altına almayı başardığımda tek yapabildiğim dizlerimin üzerine yığılmak oldu. Beni kabul etmeyeceği düşüncesi oluştu beynimde. Ne kadar saçma şeyler yaşıyordum; ama tek yapabildiğim dizlerimin üzerine çöküp susmak oldu. Kendimi kontrol edemediğim sürece hiçbir şeye sahip olamayacaktım. Birden kulağımın arkasında bir ıslaklık hissettim. Gözlerimi kaldırdığımda pegasusu gördüm. Gözlerini bu kadar yakından görmek, çok daha iyi gelmişti. Sadece gülümsedim ve ellerimle sırtını okşadım. Kulağına doğru yaklaştım ve yavaşça kulağına mırıldandım. Daha doğrusu üfledim. Dudaklarımdan çıkan esinti ormanların ferahlığını barındırıyordu. Kafamı yavaşça kaldırdım ve ona baktım. Adını anlamışa benziyordu. Dudaklarımın kenarıyla gülümsedim. “Fresh, bana sabırlı olmam konusunda yardım et tamam mı?” diye fısıldadım ve gülümsedim. | |
|