Amanda Sylise Hades Çocuğu | Kulübe Lideri | Temizlik Denetleyicisi
Mesaj Sayısı : 87 Drahmi : 86 Kayıt tarihi : 26/10/11
| Konu: Plajda, yalnız. C.tesi Ekim 29, 2011 8:26 am | |
| 31.12.2003
''Abi lütfen, uzun süredir avlanamıyoruz.'' diye sızlanıyordu Amanda. 7 yaşından beri ağabeyi ile birlikte ormanda sincap avlarlardı, artık oklar konusunda Amanda'da küçük yaşına rağmen uzman denilebilecek bir seviyedeydi. Tek başına avlanmasına izin vermiyorlardı, ancak uzun süredir ağabeyi de onunla gelmiyordu. ''Amanda okula gideceğim ve sende oyuncaklarınla oynamayı dener misin lütfen?'' demişti. Her ne kadar çok severse sevsin bazen çekilmez oluyordu Conhat, Amanda oyuncaklarla hiç oynamamıştı ki şimdiye kadar, o da bunun farkındaydı zaten. Ağabeyi ve babası her zaman normal çocuklardan çok farklı, çok daha özel olduğunu söylerdi, elinden geldiğince olgun davranmaya çalışırdı Amanda, yapısı böyleydi. ''Peki.'' diyerek kestirip atmıştı. Conhat evden çıkınca bir başına ormana gidecekti, zaten bu tecrübeyi daha erken yaşaması gerektiğine inanıyordu. ''Görüşürüz, sakın yaramazlık yapma, tamam mı?'' derken Amanda'nın yanağına bir öpücük kondurdu Conhat. Başını sallamakla yetiniyordu Amanda. Ağabeyi evden çıktıktan sonra bir süre evde oyalandı, kahvaltısını yaptıktan sonra oklarını ve yayını av çantasına yerleştirdi, sıkıca giyindikten sonra hızla evden ayrıldı. Heyecanlanıyordu, ilk kez bir başına ormana gidecekti, bu onun için oldukça önemli bir deneyimdi. Eğer avlanmayı başarırsa akşam ağabeyine ve babasına sürpriz yapacaktı. Bunları düşündükçe daha da heyecanlanıyordu, ailesini güldürmeyi onları mutlu etmeyi seviyordu. Ormana doğru ilerlemeye başladı. Hafifçe kar atıştırıyordu, kabanının şapkasını başına geçirerek yoluna devam etmeye karar verdi, bu havada sincaplar genelde ağaç gövdelerinde saklanıyordu, araması gereken yeri biliyordu. Verdiği nefes havanın soğukluğu nedeniyle ağzından buhar şeklinde çıkıyordu, yavaş yavaş ormanın derinliklerine doğru ilerlerken birden içinin ürperdiğini fark etti. ''Soğuktan.'' dedi kendi kendine. Çantasından yay ve okunu çıkarmanın vakti gelmişti artık, böyle düşünüyordu. Yaşlı, uzun ağaçların olduğu bölgeye gelmek üzereydi, sincaplar genellikle bu bölgede bulunuyorlardı. Tedirginlik duygusu ağır basıyordu şimdi, belki de buraya gelmekle yanlış yapmıştı. Ancak bu kadar yolu yürüdükten sonra geri dönmeye hiç niyeti yoktu. Birden karşı tarafta bir hareketlilik gördü. Her zaman hayranlıkla baktığı o ulu ağacın yanından bir sincap zıplamıştı. Hızla okunu fırlatmaya odaklandı. ''İşte bu!'' koşarak sincabı bacaklarından tutarak çantasına koydu. Bu sırada çatırtı sesleri geliyordu, rüzgarın mı yoksa bir sincabın mı yaptığına karar veremediği için o yöne doğru ilerledi, iki sincap fena olmayacaktı. Korkuyu iliklerine kadar hissediyordu şimdi. İleride adam silüeti gördüğüne emindi. Belki de kaçması gerekiyordu. ancak o anda sadece durarak beklemeye başladı. Koşmaya başlasa adam arkasından bir şey yapabilirdi, ancak bu şekilde yapacaklarını görebilirim diye düşünüyordu hızla bir ağacın gövdesini kendine siper ederek saklandı. ''Seni görebiliyorum. Hahahahah!'' ses ürkütücüydü. Buraya yalnız gelmemesi gerekiyordu! Ağabeyi ormanın güvenliği hakkındaki görüşlerinde yanılmamıştı. Ne diye hep dik başlılık yapardı ki?! Adam üzerine doğru koşmaya başlamıştı şimdi. Ne yapmalıydı? Yayını hızla çekerek adamın üzerine fırlattı, vurmayı başarmıştı ama adam bundan etkilenmemişti, birden yaratığa dönüşünce Amanda'nın midesi bulandı, korkudan bayılacağını düşünüyordu ki gözlerini yumdu... Uyandığında evdeydi, yanında babası ve ağabeyi duruyordu, belki de sadece rüya görmüştü. Gözlerini ovuşturduktan sonra tam ayaklanacaktı ki ağabeyi ''Sana evde kalmanı söylemiştim Amanda.'' dedi, ifadesi kızmaktan öteydi, üzgün. ''Şey... Ben akşam size sürpriz yapmak istemiştim.'' dedi masum bir ses tonuyla, suçlu olduğunu biliyordu. Babası biraz mesafeli davranıyor gibiydi. ''Artık Melez Kampı'na gitme zamanın geldi.'' demişti babası.
Olanları düşündükçe yaşadıklarının hiç adil olmadığını düşünüyordu. Şimdi plajda, ince, yumuşak, altın sarısı olduğunu tahmin ettiği parlak kumların üzerinde ayağını karnına çekerek oturuyordu, düşünüyordu sadece. Henüz kulübesini görmeye gitmemişti, reddediyordu içinden. Tüm bu yaşadıklarının masallardaki gibi olduğunu düşünüyordu, belki bu plajda olmakta tehlikeliydi. Ama canavarlardan korunmak için gelmemiş miydi bu kampa? O halde burasının korunaklı bir yer olduğunu umarak denizi izlemeye devam etti. Yavaş yavaş ay göstermeye başlamıştı kendini. Hava kararırken hava gittikçe soğuyordu, tek tük kar tanelerinin suya düşüşünü izlerken, hayran kaldığını fark etti. Denizi pek sevmemesine rağmen izlemeye her zaman bayılırdı. Bugünde burada bitecekti. ''Şimdi yeni evime gideceğim ve sadece uyuyacağım.'' dedi kendi kendine. Etrafta başka bir melezin olmayışı onu mutlu etmişti. Uzun süreden -annesi öldüğünden beri- ilk kez gözlerinden yaşlar boşanmaya başlamıştı. Belki kulübesinde birileri vardı, belki de Amanda'nın geleceğini duymuş onu bekliyorlardı. Ayağa kalkarak poposundaki kumları silkti, yavaş yavaş yıldızları seyrederek kulübesine doğru ilerlemeye başladı. Yeni hayatı başlıyordu... | |
|