Heroes Of Olympus
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Heroes Of Olympus

Yunanlı ve Romalı melezler karşı karşıya geliyor, güçler çarpışıyor!
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Gilchrist, i s a d o r a

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Elin Amos
I. Kohort | Flora Çocuğu
I. Kohort | Flora Çocuğu
Elin Amos


Mesaj Sayısı : 44
Drahmi : 39
Kayıt tarihi : 29/10/11

Gilchrist, i s a d o r a Empty
MesajKonu: Gilchrist, i s a d o r a   Gilchrist, i s a d o r a Icon_minitimeC.tesi Ekim 29, 2011 7:31 am

    Xänaphia Akademisi
    Okul sonrası, akademiden kaçış yapmak öğrenciyken bile en sevdiği şeylerden birisiydi. Ay bütün ihtişamıyla parlarken, o ve Lethe gece yarısına yakın iken akademiden kaçıp gidebiliyorlardı. Bu, artık onlar için çocuk oyuncağı olacaktı ki, genç profesörler, okulun bütün gizli geçitlerini ezbere biliyorlardı. Her zamanki gibi masasında oturup önünde parşömeni ile bir şeyler karalıyordu. Loş ışıktan dolayı gölgesi duvara, zifiri karanlık olarak yansıyordu.

    Farklı yerler diyorum Ija, farklı. Le Dahlia Noir mesela. Daha iyi. Farklı yüzler. Neyden bahsettiğimi biliyorsun güzelim. Gece yarısı olmadan, dolunay o görkemli ışıklarını -senin kadar olmasa da- insanların üzerine tam yağdırmadan önce.
    Józef.
    Not: Seni özledim.

    Yazdığı cümlelerin biraz karmaşıklığı, biraz şehvetiyle birlikte kadını katlayıp zarfa koydu. Kutuda duran faresini çıkardı dışarı. Siyah renklerinin yanı sıra kırmızı gözleri, onu fazlasıyla itici kılıyordu. Zarfı fareye uzattı. Ufak bir hareketle kapan yaratığa ne söylemesine gerek yoktu. İnsanın içini gıdıklayan sesiyle birlikte fare odadan ayrılırken, tüm ihtişamıyla ayağa kalkıp hafifçe gerindi. Ufak odasının duvar rengi, kitaplardan görünmüyordu. Yatağının üstündekilere baktı bir süre. Yaklaşık bir saat kadar önce çıkarmış olduğu kıyafetlere baktı. Bu kadar basit giyinmek istemiyordu. Gerçi, ne kadar iyi giyinirse giyinsin Lethe'nin yanında sönük kalacağı kedin bir olguydu. Kotu gidip hızlıca üstünde tişörtünü geçirdi. Hafif dar olması, karın kaslarını birazda olsa belli ediyordu. Sarı tişört, sarı... En sevdiği renk. Üstünde giydiği kareli gömlek ve hemen ardından onun üstüne giydiği gri renk ceket, garip bir uyum oluşturmuştu. Yine de, itici renkler söz konusu bile olamazdı. Platin sarısı saçlarını dağıttı biraz. Bu loş mekânda ne kadar üstünü düzelte bildiyse, hayatında bir daha asla kötü görünmezdi.

    Belli bir süre sonra duyduğu fare sesiyle birlikte bakışları kapıya yöneldi. Cozniak sakin bir şekilde gelip yuvasına girmişti. Bir kaç kelime mırıldandıktan sonra hayvanın kafesinin kapağı sessiz bir şekilde kapanmıştı. Neredeyse her yere sinen parfüm kokusuyla bir hayalet gibi ayrıldı odasından.


    Le Dahlia Noir Bar, Nithgech
    Gecenin soğuğu tüm bedenini sarmışken, barın sıcaklığı ve içki kokusu o soğukluğu alıp götürmüş, tüm benliğiyle Józef'i sarıp sarmalamıştı. Yeşil tonlarıyla donatılmış bara göz gezdirdi. Uzun zamandır gelmiyordu buraya. Yer ahşap, duvarlar ise açık ve koyu renk yeşillerden oluşmuştu. Bilerek asılmış -veya daha sonradan oluşmuş- yamuk resimler, tavanda bitkilerden oluşmuş ağ ve onlardan sarkan gaz lambaları bu ortamı aydınlatıyordu. Bunun yanı sıra tahta masaların üstüne oyulmuş garip şekiller, bara çok daha garip bir hava katıyordu. Camları ise özeldi, içeriden dışarısı görünüyor, ancak dışarıdan içerinin görünmesi imkansız. Neredeyse birbirleriyle iç içe girmiş masaların arasından ilerledi tezgâha doğru. Yüksekçe olan sandalyelere bakındı. Tam ortadakine oturup başını hafifçe öne eğdi. Kendisine çevrilen bakışlara aldırmadan Lethe'yi beklemeye başladı. Haftalar sonra dışarı çıkıyorlardı ve Lethe'nin, genç profesörü bekleteceği apaçık ortadaydı.

    Mırıltılan ve konuşmaların azalmasıyla birlikte, bara Lethe'nin geldiği anlaşılıyordu. Bu elf nereye girse bütün dikkati üzerine toplamayı başarıyordu. Omzunun üstünden baktı gelen kıza. Zarifliği her zamanki gibi hat safhadaydı. Bütün erkeklerin bakışlarına maruz kaldığı da çok bariz belliydi. Hepsine salyalarını toplamalarını istercesine bir bakış atmıştı. Ardından ise, ona doğru yaklaşan tanrıçaya bakış fırlattı. Ona doğru dönüp ince parmaklarını kavradı ve eline ufak bir öpücük kondurdu. "Her zamanki gibi bütün bu aç köpeklerin dikkatini üstüne çekmeyi başardın." Yüzündeki o çekici gülümsemeyle birlikte Lethe'nin oturacağı sandalyeyi biraz kendisine doğru çekti. Bu kıza yakın olmak, içinde müthiş fırtınaların kopmasına sebebiyet veriyordu. "Ne içiyoruz?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Demeter
Yönetici | Tanrı/Tanrıça
Yönetici | Tanrı/Tanrıça
Demeter


Lakap : Mevsimler ve Anne Sevgisi Tanrıçası.
Mesaj Sayısı : 111
Drahmi : 165
Kayıt tarihi : 21/10/11

RP Puanı
RP Puanı:
Gilchrist, i s a d o r a Left_bar_bleue100/100Gilchrist, i s a d o r a Empty_bar_bleue  (100/100)

Gilchrist, i s a d o r a Empty
MesajKonu: Geri: Gilchrist, i s a d o r a   Gilchrist, i s a d o r a Icon_minitimeC.tesi Ekim 29, 2011 9:00 am

RP puanınız 97 aramıza hoş geldiniz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Gilchrist, i s a d o r a
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Heroes Of Olympus :: Karakter :: RP Puanı :: RP Puanı Edinme-
Buraya geçin: