O gece başıma gelecekleri önceden bilseydim kesinlikle yataktan kalkmazdım.Merhaba BenDavid Johnson.Bir yetimim.
Annem ben çocukken öldü,babam ise daha ben doğmadan öldü.
Özel sorunlu çocuklar için olan bir yatılı okula gidiyorum.Burdaki çocuklar genelliklebenim gibi yetim ya da zengin çocuklarıdır.Açıkçası burda çok arkadaşım yok.Çünkü sınıfta çıkan bazı olaylar yüzünden(laboratuvar patlatmam vs.) benden hiç hoşlanmıyolar.Hep yalnız takılırım ve çoğu zengin çocuğuda benimle uğraşır.Yine de onlara fazla kafayı
takmam.O olay başıma gelmeden önceki sabahtı bir hademe beni uyandırdı.
Bu hademe ile tanışmıştım adı Albert'ti beni sarsarak uyandırdı.
"Uyan uykucu yoksa dersleri kaçıracaksın"
"Tamam Albert uyandırdığın için sağol"
Albert iyi bir adamdı okuldaki çoğu zengin züppe çocuk onunla dalga geçerlerdi ama ben onun ne hissettiğini anladığım için kendimi ona yakın hissederdin.
"David bugünkü kampta sorun çıkarma lütfen zaten müdür yardımcısı Alice seni kovmak için fırsat kolluyor"
Bunları söylemesi beni duygulandırdı çünkü gerçekten bana değer veriyo gibi konuştu
"Tamam Albert sorun çıkarmıcam."
Albert odadan çıktı arkasından züppelerin başı Frank geldi
"Hey sümsük!Bugün dayağa hazır ol seni kamp'ın ordaki nehre atıcaz"
Yanındaki birkaç sersev çocuk güldü ama ben aldırış etmedim.
Frank ve şapşal arkadaşları gittiler bende yatakğı toplayıp üstümü giyindim.Bugün okulda ders yoktu direk kamp'a gidicektik.Ne yazık ki ben yine DEHB yüzünden zamanın nasıl geçtiğini anlamadım ve aşağıdan bir korna sesi geldi ve yoklama alındığını duydum.Son sürat çantamı alıp aşağı doğru koştum.
Otobüs nerdeyse kalkcaktı ki son anda otobüse binmeyi başardım.Müdür yardımcımız Bayan Alicebana ters ters baktı ve "arkaya geç David ve okula gelene kadar sorun çıkarma" dedi.
Bende dedeğini yaıp arkaya geçtim giderken yine Frank arkadan laf attı "Tamda kurtuluyoduk ezikten".
Bişey demeden en arkaya geçtim ama beni şaşırtan bişey oldu hadememiz Albert en arka koltukta oturuyodu ve bana gelmemi işaret etti.
"Albert burda ne arıyorsun"
"Sana göz kulak olmak için geldim"
"Bana mı göz kulak olucan.Frank'ı veya Bayan Alice merak ediyorsan önemli değil sorun çıkarmıcam."
"Onlar yüzünden endişe etmiyorum David ama ne yazık ki sana neden endişe ettiğimi anlatamam."
Sonra Albert kafasını cam'a çevirdi ve yolu izlemeye başladı.Yol boyunca hiç konuşmadı.Kamp’a vardığımızda Albert endişeli gibiydi ama yinede önemsemedim heralde okuldan atılma ihitmalimi düşünüyordur diye.Otobüsçü şoförü durdurdu ve herkes sıra halinde inmeye başladı.Vakit 17.00 civarıydı ama önemli değildi nasıl olsa orda kalcaktık.Herkes sıraya girince Bayan Alice konuşmaya
başladı “Herkes önceden ona söylenen görevi yapsın ve sorun çıkarmasın.Sorun çıkaran olursa
bizzat müdürle görüşür.”Bunu söyledi ve herkes kendi görevini yaptı kimisi çadır kurdu kimisi ateş yaktı.Benim görevim
balık tutmaktı. Ne yazık ki Frank ve arkadaşları nehrin ordabekliyordu.Beni görünce Frank yüzünde bir gülümseme geldi ”İşte sümsükte geldi” .Yanındaki çocuklarda buna güldü.
İşimin bittiğini biliyordum hem dayak yiyecektim hemde muhtemelen bu iş onun üzerine kalıcak ve okuldan atılacaktı.Frank bana doğru ilerledi fakat aniden Albert ağaçların arasından çıktı ve “Ondan
uzaklaşın" dedi.Frank geriledi fakat “ sen bu işe karışma hademe parçası” dedi. Albert Frank’ın yanına giderken kamp’ın orda büyük bir çığlık kompu ve havlama sesleri geldi.
Albert anlamadığı bir dilde bir şeyler söylemişti sanırım küfürdü fakat dili anlamamıştı.Albert bana dönüp “ David eğer bana bişey olursa hemen burdan uzaklaş” dedi ve kamp’a koştu. Vakit akşam olmuştu ben napıcağımı bilemedim ama Albert yalnız bırakamazdım ve arkasından kamp’a gittim kamp’a vardığımda ortalık dağılmıştı her taraftan kampçılar koşuşturuyordu.Kamp yıkılmıştı çadırlar yırtılmış,kurdukları her şey yıkılmıştı.Ama buna dikkat edicek zamanım olmadı çünkü tam karşımdan 5 m ileride büyük bir köpek duruyordu.Fakat köpek dediğime bakmayın bir aslan kadar büyük simsiyah bir köpekti.Köpek beni görünce gözünde bir öfke belirdi ve bana doğru hareket etti.Köpek bana doğru ilerlerken ölceğimi anlamıştım bundan kurtulma şansım yoktu ancak bir anda köpekle aramıza Albert atladı.Elinde bir kılıç vardı ve bu kılıcı köpeğe salladı.Ama atik davranamamıştı köpeğin pençeleri bana değil ona dek geldi.Albert bir anda yere düştü.Köpekte biraz ilerisine düştü.
Hemen Albert yanına gittim.Albert “En azından seni korudum David.” dedi.
“Albert ölmezsin “dedim ve ağlamaya başladım.
“Güçlü ol David. Melez kamp’ını bul orda aradığın cevapları bulacaksın.”Kılıcını gösterip “Bunu al beni çok uzun süredir koruyor adı YILDIRIM.” Sonra gözleri kapandı ve öldü.O kadar sinirlenmiştim ki kan beynime sıçramıştı kılıcı alıp yola düştüm.Nereye gideceğimi bilmiyordum ama kesinlikle şu melez kamp’ı denen yeri bulmalıydım.
Renkler:
Kırmızı=David
Mavi=Albert
Pembe=Frank
Yeşil=Müdür Yardımcısı Alice
Bu yazdığım ilk Rp eksiklerimi ve hatalarımı söylerseniz çok mutlu olurum.