Tüm gücümle koşmaya başladım.Arkamdaki boynuzlu yaratıktan okadar çok korkmuştum ki okulda ki sınıf arkadaşımın ayaklarının bir keçi ayağına dönüşmesine şaşırmamıştım bile.
Okulumuz biraz büyüktü ve en yakın çıkışa gitmek için koridordan bir anda sağa döndüm ve GÜM! Okulumuzun kabadayısına çarptım.Çok iriydi ve kendini birşey sanıyordu.Onu dövebileceğimi biliyordum ama tabii ki böyle birşeyin olmasını istemezdim.Boynuzlu yaratık bana çok yaklaşmıştı.Tabii ki okulumuzun kabadayısı çok sinirlenmişti.Nasıl yaptığımı bilmiyorum ama dev gibi çocugu bir hareketle kenara ittim ve yere yapışmasını izledim.Ama bunu düşenecek vaktim yoktu.Etraftaki insanlar hiç birşey yokmuş ve yaratığı görmüyormuş gibi işlerine devam ediyorlardı.Birlikte kaçtığım arkadaşımın kolundan tuttum ve koridordan koşarak ilerlemeye başladık.Önüme çıkan herkese çarparak bir kenara itiyordum ama insanlar bana deliymişim gibi bakıyorlardı.Neden arkamdaki yaratığı sadece keçi ayaklı arkadaşımla benim görebildiğimi bilmiyordum.Kapıdan dışarı fırladık ve caddenin karşına geçerken az daha eziliyorduk.Tepedeki ormanlık alana doğru ilerlemeye başladık.Tepeye ulaştığımızda arkama baktım boynuzlu yaratık caddenin karşısına geçememiş arabalarla uğraşıyordu.Bir arabaya boynuzunu geçirmiş, diğerini iki eliyle kaldırıp bir kenara fırlatmıştı.Ama arabaların onu uzun süre oyalamayacağını biliyordum.Aklımda binlerce soru vardı ama arkamı dönüp ormanlık alana koşmaya başladık.
Bu ormanlık alan koruma altındaydı ve belli bir bölgeden ileri gitmek yasaktı, çünkü doğal alanın korunması için.Buraya girdiğimizde yaratığın burayı talan edeceğini biliyordum ama başka seçeneğimiz yoktu.Ağaçların arasından 10 dakika boyunca koştuk.Arkamızdan gelen sesler dinmeye başlamıştı ama hem yorulmuştum hemde hava kararmıştı.Ormanlık alan bitmişti ve , dev gibi bir çimlik alan ve ilerisinde Long İsland yakınında olduğumuzu tahmin ettiğim Long İsland denizi.
Yaratığın peşimizi bıraktığını sanmıştık ama.. Bir anda arkamda böğürerek boynuzlu yaratık fırladı ve ağacın dev gibi bir dalını kopardığı gibi üstümüze fırlattı.Çok büyük bir parça fırlatmıştı içimden koca bir ağacı yerinden sökemeyeceğini umuyordum.Kaçmak için tek çaremiz tepeden aşağı yuvarlanmaktı.Ve hiç düşünmeden aşağı koşmaya başladık.Yolda çok fazla taş , sarmaşık gibi şeyler vardı ve bir taşa takılıp düştüm.Bu yüzden tepeden aşağı artık koşmuyor , yuvarlanıyordum.Tepeden aşağı yuvarlanırken arkadaşım Luis'i koşarken gördüm , keçi ayaklarıyla herşeyin üstünden atlıyor büyük bir çeviklikle dengede duruyordu.Aşağı indiğimizde her yerim yara içinde kalmıştı.Luis ise olduğu gibi duruyordu ama çok korktuğu belliydi.Arkamı döndüm boynuzlu yaratık bir elinde baltası diğer elindeyse, aman tanrım istediğim şey başıma gelmişti , bir ağacı köklemiş büyük bir hızlı bize yaklaşıyordu.
Kaçabileğimiz tek bir yer kalmıştı, Denize girmek.Koşmaya başladık bir anda tepemden dev gibi bir ağaç geçti.O ağacın altında kalsaydım neler olabiliceğini düşünmek bile istemiyordum.Arkadam göz ucuyla baktım , boynuzlu yaratık baltasını yatay bir şekilde tuttu , ortasına diziyle vurarark ortadan ikiye ayırdı baltayı.Baltanın kırdığı parçalardan işe yarayamayanını bir kenara fırlattı.Geeriye kalan metal parçasını ve bir parça tutma kısmı kalan baltayı bize doğru fırlattı.Luisi bütün gücümle ittim ve son anda ölmekten kurtuldu.Yerden kaldırdım ve ''EE, teşekkür ederim dostum!'' dedi.Denizin kıyısına gelmiştik ve girmekten başka çaremiz yoktu.Hiç düşünmeden denize atladık ve Luis ''BUZ gibi!!'' diye bağırdı.Gerçekten buz gibiydi ama yapacak başka bir çaremiz yoktu.Yaratık denize girmedi ve kıyıda beklemeye başladı.Hem yavaştan fırtına başlamıştı.Ama denizde açılmaya başladık.Bir anda fırtına şiddetlendi.Yarım saat bir süre içinde kurtulmak için yüzdük ama hem yorgunluktan bitmiştik hemde dalgalar fırtınadan dolayı dev gibi dalgalar oluşturarak bizi suya çekiyordu.Bir süre gözlerim yavaş yavaş kapandı ve suyun dibini boyladım.
Gözlerimi yavaş yavaş açtım.Lond İsland kıyısında boylu boyunca yatıyordum.Tam önümde yarı at yarı insan biri duruyordu.Tam güneşin önünde durduğu için yüzü gölgede kalmıştı ve belli olmuyordu.Ve ;
''Hoş Geldin Theseus'' Dedi.