Heroes Of Olympus Yunanlı ve Romalı melezler karşı karşıya geliyor, güçler çarpışıyor! |
|
| Sıkıcı günler o kadar kötü olmayabilir. | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Véronique Leandres Demeter Çocuğu | Kulübe Lideri | Melez Danışmanı
Mesaj Sayısı : 73 Drahmi : 52 Kayıt tarihi : 28/10/11
| Konu: Sıkıcı günler o kadar kötü olmayabilir. Paz Kas. 06, 2011 2:44 pm | |
| Demeter kulübesinin huzur dolu sessizliğinde uzanmış kitap okumaya çalışıyordu Véronique. Birkaç kez, kulübesinin çatısına çıkıp orada okumayı denemişti, ama kampın gürültüsü onu rahatsız edince, kendini yeniden odasında bulmuştu. Günleri monoton geçiyordu, dövüşmeyi öğreniyor, ona ne kadar tatlı olduğunu söyleyen büyüklere gülümsüyor, derslere katılıyor, işi bitince de kulübesine dönüp kitabını okuyordu. İlk başta, bunları yapmak iyi geliyordu. En azından oyalanmasını sağlıyordu. Ama zamanla sıkılmaya başlamıştı küçük kız. Her gün aynı şeyi yaşıyordu, melezlerin hayatı hareketlidir diyen kişiyi bulup bitkilerin arasında boğmak istiyordu. Sertçe kapattı kitabını. Dikkatini toplayamıyordu yeniden. Sinirliydi ve ilk kez de olmuyordu bu. En son kamptan kaçışının ardından uzun zaman geçmişti, o zaman Athena'nın melezlerinden birine yakalanarak kurtulmuştu belki ama bu sefer onu şikayet edebilecek birine yakalanmaktan korkuyordu. İşin kötü tarafı, annesi kampın müdürüydü ve bu onun kulağına gidebilirdi. Sinirden kızarmış yanaklarına gitti eli. Sakinleşmesi ve zaman geçirmesi için farklı bir yol düşünmesi gerekiyordu aslında. Belki ormana gidebilirdi. Birkaç hayvan ile karşılaşır, bitkilerle oynar, zaman geçirirdi. Kucağındaki kitabı yastığının yanına bıraktıktan sonra, iki hamlede yatağından kalktı. Çimen rengine boyanmış, dolabına ilerledi ve kıyafet aramaya başladı. Eli uzun zamandır giymek istediği ama yırtılmasından veya herhangi bir zarar görmesinden korktuğu için giymediği yeşil elbisesine gitmişti. Eğer farklılık yapmak istiyorsa, buna giyiminden başlamalıydı. Derin bir nefes aldı ve elbiseyi askıdan çıkarıp giyindi. Elbisede hoş durulacağı için onun üzerine dikilmiş kahverengi kemeri de ayarladıktan sonra aynanın karşısında dağılmış saçlarını düzeltti. On bir yaşında olması, dışarıya kötü bir görünüşle çıkmasını gerektirmiyordu.
Dördüncü kulübenin kapısını kapatırken, rüzgarın getirdiği soğukluk yüzünden titredi Véronique. Turuncu kamp tişörtüyle dolaşan ondan büyük melezlere baktı yürümeye başlamadan önce. Geldiğinden beri bırakmadığı inatçılığı sayesinde o kamp tişörtünü giymemişti. Kheiron'un veya annesinin bunu onaylamadığını görebiliyordu ama fazla umursamıyordu. En sonunda kulübesinin önünde dikilmeyi bırakıp kamp meydanında yürümeye başladı. Bazıları onu durdurup nasıl olduğunu, kampa alışıp alışamadığını sorup kızın durmasına sebep oluyorlardı. Véronique, her ne kadar içten içe buna gıcık olsa da dıştan en şeker halini kullanıp onlara iyi olduğunu, alıştığını söylüyordu. Nereye gittiğini bilmeden adımlarını hızlandırdı, ne zaman birinin ona yaklaştığını görse başını eğip yönünü değiştiriyordu. Birinin gülümseyerek ona yaklaşmakta olduğunu fark ettiğinde yeniden yönünü değiştirmek için döndü, ama bu sefer birine çarpmanın getirdiği şokla sarsılmıştı kız. Muhtemelen döndüğü sırada arkasından biri geçmek üzereydi ve o bunu fark etmemişti. Başını kaldırıp kime çarptığına baktığında, bunun yemekhanede Zeus masasında oturan melez olduğunu gördü. Kızdan yaşça oldukça büyüktü ve Véronique daha önce onunla konuşmak için hiç çaba sarf etmemişti. "Özür dilerim! Önüme bakmıyordum ve senin geçtiğini görmedim." dedi sesinde endişeli bir tonla, içinden sıkıcı günlerin belki de o kadar kötü olmayacağını geçirmeye başlamıştı.
| |
| | | Andrej F. Jahovic Zeus Oğlu | Kulübe Lideri | Kamp Lideri
Lakap : Rej. Mesaj Sayısı : 46 Drahmi : 51 Kayıt tarihi : 26/10/11
| Konu: Geri: Sıkıcı günler o kadar kötü olmayabilir. Paz Kas. 06, 2011 3:18 pm | |
| Andrej kampın eksikleri ve bunun gibi birkaç gereksiz konu hakkında Kheiron ile -güya- kısa bir görüşme yapmış, ardından bulduğu en küçük arada bir bahane uydurup kendini dışarı atmıştı. Yunan kampının lideri olmak oldukça yüce bir konumdu ve Andrej çoğu zaman kendi ile gurur duyardı; ancak tüm sorumluluğun kendi üzerinde olması bazen sıkıcı olabiliyordu.
Klübesine doğru aylak aylak yol alırken, bir dolu genç melezin selamına cevap vermek zorunda kaldı. Kimisi de sadece selam vermekle yetinmiyor; sorunlarından ya da ıvır zıvır başka bir şeylerden bahsetmeye kalkışıyordu. O an görünmez olabilmek için neler vermezdi. Bu gidişle klübesine akşamdan evvel varması imkansız gibi görünüyordu. Bu düşünceler kafasının içinde fır dönerken, kendisine doğru yürüyen iki sırıtık suratlı melezden zar zor kurtulup klübelerin U şeklinde dizildiği alana doğru yöneldi. Bir söğüt ağacını sollayıp gölgesinde oturan çekici Afrodit kızına sadece ağzını oynatıp işaret parmağını kullanarak 'Sen, ben, yarın akşam.' dedikten sonra -ki göz kırpmayı ihmal etmemişti- klübelerin bulunduğu alana daldı. Henüz çok az yürümüştü ki kendisine göre oldukça minik bir beden bacaklarına çarptı. Demeter klübesinden Véronique -kampın maskotu haline gelmiş şu on bir yaşındaki ufaklık- sevimli suratını ona yönelterek. "Özür dilerim! Önüme bakmıyordum ve senin geçtiğini görmedim." dedi. Sesi oldukça endişeli çıkıyordu. Andrej çoğu zaman bu küçük kızın ondan korktuğunu düşünürdü; çünkü koca kampta onunla konuşmamış tek melez oydu. Oldukça sert bir ses tonu takınarak "Bundan sonra önüne bak o zaman velet!" diye çıkıştı. Kızın oldukça şaşırmış ve ürkmüş bakışlarının ardından oldukça sevecen görünmeye çalışarak "Sadece şaka yapıyordum güzel şey." dedi. | |
| | | Véronique Leandres Demeter Çocuğu | Kulübe Lideri | Melez Danışmanı
Mesaj Sayısı : 73 Drahmi : 52 Kayıt tarihi : 28/10/11
| Konu: Geri: Sıkıcı günler o kadar kötü olmayabilir. Paz Kas. 06, 2011 4:23 pm | |
| "Bundan sonra önüne bak o zaman velet!" dediğinde Véronique oradan koşarak uzaklaşmamak için kendini zor tutmuştu. Biliyordu işte. Kampta rahat duramamış, şimdi de başına bela almıştı. Hafızasını yoklayarak onun adını hatırlamaya çalıştı. Kendini Zeus'un oğlundan o kadar soyutlamak istemişti ki onun adını bile doğru düzgün aklında tutmamıştı. Pekala, kabul etmesi gerekiyordu ki ona biraz da olsa hayranlık besliyordu. Kampın lideriydi, herkes onu dinliyordu ve güçlüydü yine de bunlar kızın korkması için engel oluşturmuyordu. Véronique tam konuşacakken, onun konuşmasıyla sustu. "Sadece şaka yapıyordum güzel şey." kız şaşkın bir şekilde ona bakmıştı bu sözlerinden sonra. Bir süre ne diyeceğini bilemeyerek orada dikildi. Véronique, yavaş yavaş bunca zamandır korktuğu kişiden kendisine bir zarar gelmeyeceğini anlamaya başlarken yüzünde onu oldukça tatlı gösterecek bir gülümseme oluştu. "Tamam o zaman." diye başladı sözlerine, tatlılığı, kızın en büyük silahıydı. Eğer monotonluktan kurtulmak istiyorsa, bazı kişilerden yardım almalıydı. İlk olarak çarptığı iri beden yüzünden üstünde bir yara oluşup oluşmadığına baktı. Olabildiğince sağlam görünüyordu. Yeniden Andrej'e baktığında, sanki açıklama yapmaya gerek duymuş gibi davrandı, aslında kampın liderini bulmuşken, bu şikayetini dile getirebilirdi. Sonuçta ona yardım etmek bir bakıma Andrej'in göreviydi. Elinden geldiğince mızmız bir bebek gibi görünmemeye çalışarak başladığı konuşmasına devam etti. "Kampta yapacak pek bir şey olmadığı için dışarı çıkmıştım ama herkes beni durdurup yanağımı sıkmaya çalıştığı için onlardan kaçmaya çalıştım ve sana çarptım." bunları söylerken elleri ile onu durduran melezlerinin sıktığı yanaklarındaki kızarıklığı gösteriyordu. Normalde ilk cümlesi gereksiz bir ayrıntı gibi gözükebilirdi fakat Véronique'in asıl istediği zaten onu duymasıydı. "Normalde kamptan kaçabilirim, küçüğüm diye yapamayacağımı sanma." diye ekledi, onun inanmayan bakışlarını gördüğünde. "Ama annem kampın müdürü ve yakalanırsam bu benim için pek iyi olmaz. Belki sen bana yardım edebilirsin?" az önce korktuğu kişiden yardım istemek, Véronique'in normalde yapmayacağı bir şeydi. Yine de o gün farklıydı. Sıkıntısı dayanılmaz hale gelmişti ve ona yardım edebilecek birine ihtiyacı vardı. Andrej o an için küçük kıza, o kişilerden biri gibi görünmüştü.
| |
| | | Andrej F. Jahovic Zeus Oğlu | Kulübe Lideri | Kamp Lideri
Lakap : Rej. Mesaj Sayısı : 46 Drahmi : 51 Kayıt tarihi : 26/10/11
| Konu: Geri: Sıkıcı günler o kadar kötü olmayabilir. Paz Kas. 06, 2011 5:01 pm | |
| Kız mümkün olduğunca sevimli gözükmeye çalışarak Andrej'den kaçmak için yardım istiyordu. Belli ki sevimliliğini bir silah olarak kullanmayı iyi biliyordu; ancak doğrusunu söylemek gerekirse işe yarıyordu. Andrej mavi gözlerini ufka dikerek bir süre düşündü. "Zaten ben de sıkıntıdan patlamak üzereydim, hamburger sever misin?" diye sırıttı. Arabasını park ettiği otopark kampa çok da uzak değildi. McDonalds'a pegasuslar yerine spor bir araba ile gitmek çok daha mantıklı gelmişti Andrej'e. Sonra ahırlara doğru yol alan kıza seslenip. "Hiç spor bir BMW'ye bindin mi?" diye göz kırptı, bir yandan da eli ile işaret edip diğer tarafı gösterdi. Kız koşarak yanına gelip tekrar sırıttı. Sonra ikisi birlikte otoparkın rotasında koşmaya başladılar.
Kimseye görünmeden sınırlardan çıkıp hızla otoparka ilerlediler. Bir dolu araba arasında üstü açık, siyah BMW'yi bulup içine atladılar. Kız oldukça şaşırmış bir halde son model arabayı inceliyordu. "Ailem çok küçükken benden vazgeçti ve bir süre çocuk yurdunda kaldım. Aslında onları hatırlamıyorum bile. Her ne ise, zengin bir aile beni evlat edindiğinde henüz dört yaşındaydım. Sonrasında da, güzel bir hayat işte." dedi bir yandan arabasını göstererek. Sonra arabayı çalıştırıp park ettiği yerden çıkıp ana yola yöneldi. Kız oldukça mutlu görünüyordu. Bir süre uçuşan saçları ile eğlendikten sonra radyo ile oynayıp kendi tarzında bir müzik açtı. "Beğendiğine sevindim." dedi Andrej gözünü yoldan ayırmadan. | |
| | | Véronique Leandres Demeter Çocuğu | Kulübe Lideri | Melez Danışmanı
Mesaj Sayısı : 73 Drahmi : 52 Kayıt tarihi : 28/10/11
| Konu: Geri: Sıkıcı günler o kadar kötü olmayabilir. Paz Kas. 06, 2011 9:42 pm | |
| Arabaya bindiğinde tüm sıkıntısının geçtiğini hissediyordu Véronique. Hareket ettiklerinde bir süre uçuşan saçlarını düzeltmeye çalışmış, sonra da bundan sıkılıp radyoda müzik aramaya başlamıştı. Teknolojiden uzak geçen haftalar sonunda, sonunda müzik dinleyebilmek kızı rahatlatmıştı. "Beğendiğine sevindim." Andrej'in konuşmasıyla, başını düzelttiği elbisesinden kaldırıp ona gülümsedi. Aslında o an ayağa kalkmak ve filmlerde gördüğü gibi kollarını kaldırıp bağırmak istiyordu. Ama uygun olmayacağını düşündüğü için sadece biraz başını uzatmakla yetindi. Rüzgarın, saçlarını arkaya atacak şekilde esmesine sesli şekilde gülerek karşılık verdi. Bir süre öyle kaldıktan sonra yeniden eski oturuş biçimini aldı. Yerinde duramıyordu bir türlü. Sanki uzun zaman sonra kampın monoton hayatından çıkmak kızın eski enerjisini getirmişti. Çalan müzikten sıkılınca yeniden radyo kanalları ile oynamaya başladı. Durması için, arabanın ona ait olmadığını kendisine hatırlatması gerekmişti ki bu hiç zor olmamıştı. Elini hızlı bir şekilde geri çektikten sonra, enerjisini kontrol altına almayı başardı ve yolculuğun kalan kısmını olabildiğince sakin bir şekilde geçirdi. Bu yolculuk kızın, Melez Kampı'nın normalde New York'a ne kadar uzak olduğunu anlamasını sağlamıştı. Oysa pegasusu ile uçarken yol oldukça kısa gözükmüştü. BMW'den inerken, karşısındaki McDonalds'a baktı. Henüz melez olduğunu bilmediği zamanda babası ile sürekli buraya geldiklerini hatırlıyordu Véronique. O günleri hatırlamak, neşeli suratında hüzünlü bir ifadenin belirmesine sebep olmuştu. Yine de içeri giren Andrej'i takip etti. Şanslılardı ki içeride fazla kuyruk yoktu. Önüne konan çocuk menüsüne omuz silkti ve aldıktan sonra boş bir masaya doğru ilerleyen melezi izledi. Tepsisini masaya koyduktan sonra sandalyeye oturdu ve ona baktı. Önceden oldukça sert olduğunu düşündüğü için korktuğu kişiyi tanımak istiyordu. Véronique'in kampta güvenmek istediği melezler vardı, Andrej'in bunlardan biri olup olmayacağını merak ediyordu. Sessiz bir şekilde patatesini eline alırken ilk cümlesinin ne olacağını düşündü. "Öz ailenin senden vazgeçmesine üzüldüm." dedi en sonunda. Aklına ilk gelen şeyi söylemişti.
| |
| | | Andrej F. Jahovic Zeus Oğlu | Kulübe Lideri | Kamp Lideri
Lakap : Rej. Mesaj Sayısı : 46 Drahmi : 51 Kayıt tarihi : 26/10/11
| Konu: Geri: Sıkıcı günler o kadar kötü olmayabilir. Ptsi Kas. 07, 2011 1:03 pm | |
| "Öz ailenin senden vazgeçmesine üzüldüm." demişti kız, belli ki konuşmak için bir konu açmaya çalışıyordu; ancak Andrej'i zayıf noktasından yakalamıştı. Suratındaki gülümseme silindi, bir süre geniş camlardan dışarıya, hareket halindeli arabalara baktı. Rüyalarında gördüğü o çocuğu -hiç tanımadığı kardeşini-, onun gerçek ailesi olduğu düşündüğü insanları katledişini düşündü. Sonra kendini toparlayıp tekrar gülümsedi. "Arabamı gördün, ailemin gayet güzel bir evi var. Pek çok imkana sahibim hatta bir planör uçağına bile... Anlayacağın, ben üzülmüyorum." Sonra bir süre durup dinlendi ve devam etti. "Ve ikiz kardeşlerimi de çok seviyorum.." diye devam ederek güldü.
O an Andrej koca lokantada kendilerinden başka kimsenin olmadığını fark etti. Genelde tıka basa dolu olan bu mekan için oldukça alışıla gelmedik bir olaydı. "Neden bu kadar boş?" diye mırıldandı. Sonra düşünceleri merdivenlerden çıkar birileri tarafından kesildi. Andrej gelenleri seçmek için gözlerini kıstı. Bunlar biraz önce sipariş verdikleri görevlilerden başkası değildi; fakat farklı bir şey vardı. Bedenleri... Bedenleri yeşil pullarla kaplıydı ve gözleriyse Ares'in alevden gözleri gibi parlıyordu. "Sanırım başımız belada." dedi kıza endişeli bakışlarla. Ardından elini hafifçe kaldırdı ve mükemmel kılıcı elinde çakıverdi. "Umarım silahın yanındadır." diyerek göz kırptı sonra kıza. "Çünkü sanırım işimiz biraz uzayacak." | |
| | | Véronique Leandres Demeter Çocuğu | Kulübe Lideri | Melez Danışmanı
Mesaj Sayısı : 73 Drahmi : 52 Kayıt tarihi : 28/10/11
| Konu: Geri: Sıkıcı günler o kadar kötü olmayabilir. Ptsi Kas. 07, 2011 10:23 pm | |
| "Arabamı gördün, ailemin gayet güzel bir evi var. Pek çok imkana sahibim hatta bir planör uçağına bile... Anlayacağın, ben üzülmüyorum." dediğinde ona inanmadığını belirtmek istercesine gözlerini kısarak baktı Véronique. Soruyu sorduğu zaman yüzünün nasıl değiştiğini görmüştü. Yine de konuyu uzatmaya niyeti yoktu, Andrej ona kamptan çıkması konusunda yardım etmiş, üstelik yemek yemeye getirmişti. İnatçılığı ile moral bozmak istemiyordu. Yeniden yemek yemeye başlamasından bir süre sonra Andrej'in sesi yeniden başını kaldırıp etrafına bakmasına sebep olmuştu. Haklıydı, Véronique o ana kadar bu mekanın boşluğunu fark etmeliydi, ama onlar yemek almaya geldiklerinde masalarda oturan insanlar gördüğüne yemin edebilirdi. Merdivenden gelen sesler, küçük kızın düşüncelerinden sıyrılmasına sağlarken, aynı zamanda içini korkunun ve heyecanın kaplamasına sebep olmuştu. Hayatında melez olduğunu öğrendiğinden beri ilk defa canlı olarak canavar görüyordu. Çoğu melez gibi bir satir tarafından getirilmemişti kampa Véronique. Andrej konuşmasının ardından kılıcını ortaya çıkarırken onu izledi. "Umarım silahın yanındadır. Çünkü sanırım işimiz biraz uzayacak." dediğinde eli hemen elbisesinin kemerinin arkasında duran hançerine kaydı. Onu eline alırken ilk olarak yanındaki Zeus çocuğunun canavarlara saldırışını izlemeye karar vermişti. Ama en kısa zamanda onun da harekete geçmesi gerekiyordu, Andrej gelen canavarların bazılarıyla savaşmaya devam ederken, diğerleri Véronique'e yönelmişlerdi. Anlaşılan küçük bir kızın daha kolay yem olacağını düşünüyorlardı. Bunu anladığında küçük kızın suratı öfkeden, canavarların gözlerindeki kırmızılıktan bile daha kırmızı bir hal aldı. Çoğu kişinin onun yaşından büyük olduğu bir kampta kalıyordu, kampta ilgi görüyordu, ama aynı zamanda küçük olduğu için eziliyordu da. Bunu melezlerin yapmasından bu kadar nefret ederken, onlar tarafından sürekli öldürülen canavarların da yapıyor olması, kızın az önce beliren korkusundan iz kalmamasını sağlamıştı. Onlardan kaçıyor gibi yapıp, yemek tepsilerinin durduğu masaya çıktı. Bu düşündüğünden biraz daha uzun zamanını almıştı, yine de istediği şeyi yapacak zamanı vardı. Onlara servis yapan çocuk kılığına girmiş canavar saldırmak için harekete geçtiğinde, Véronique da aynı şeyi yapıp onun üzerine atladı. Omzuna tutunmayı başardığı canavar onu üzerinden atmaya çalışırken, küçük kıza saldırmaya çalışan arkadaşlarına ve çevresine çarpıp duruyor, kendisine zarar veriyordu. Bu olayı kendince eğlenceye dönüştüren Véronique güldü. Canavarlarla dövüşmenin eğlenceli olduğunu düşünüyordu.
| |
| | | | Sıkıcı günler o kadar kötü olmayabilir. | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|