Heroes Of Olympus
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Heroes Of Olympus

Yunanlı ve Romalı melezler karşı karşıya geliyor, güçler çarpışıyor!
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 The Beygir

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Theodulus Conan Aquila
Hephaistos Çocuğu | Kulübe Lideri | Düello Hakemi
Hephaistos Çocuğu | Kulübe Lideri | Düello Hakemi
Theodulus Conan Aquila


Lakap : Conan demeniz yeterli.
Mesaj Sayısı : 47
Drahmi : 57
Kayıt tarihi : 29/10/11

RP Puanı
RP Puanı:
The Beygir Left_bar_bleue0/0The Beygir Empty_bar_bleue  (0/0)

The Beygir Empty
MesajKonu: The Beygir   The Beygir Icon_minitimePaz Ekim 30, 2011 5:00 pm


Ateşe veda etmek çok zor olmuştu bu sefer. Dışarıda çılgınlarcasına esen rüzgar yüzünden pantolonum kafama geçmeye çalışıyordu. Ne yazık ki ben dışarı çıkana kadar Afrodit kızları kulübelerine girmişlerdi... Henüz derse başlamamış olan Silah Yapımı sınıfında biraz sıvı demirle oynadıktan sonra sıkılmaya başlamıştım. Bu yüzden hava durumunu düşünmeden kendimi dışarı attım. Boreas bey hemen gaddarlığa başvurdu ve ensemden içeri eksi otuz dereceye varan bir kilo rüzgar gönderdi. Kuyruk sokumum anında titremeye başladı -ki bunun iğrenç bir görüntü olduğunu tahmin edebiliyordum. Birkaç kedi çığlığı ve cam kırılması sesi duyduktan sonra kendimi ilk kapıdan içeri attım. Fakat atıldığım içeri dışarı gibiydi. Dahası hiçbir yer gibiydi. Çünkü ne oksijen vardı ne başka bir gaz kaynağı. Olur da ciğerlerim mucizevi bir şekilde oksijensiz solunuma başlar umuduyla burada biraz durmaya karar verdim. Bu sırada nereye geldiğimi anlamaya çalışmak için gözlerimi kısarak karanlığa alışmalarını bekledim. Derken yanımda bir sıcaklık hissettim ve elim hemen sırtımda duran mızrağıma gitti. Fakat sonra gereksiz yere streslendiğimi fark ettim. Girdiğim yer Pegasus Ahırları'ydı. Yıllar boyunca bir beygir edinmekte direndiğim için buraya hiç girmemiştim. Çok gereksiz geliyorlardı bana. Bir yere gitmek istediğimde genelde arkadaşlarımın pegasuslarını yürütüyordum. Fakat şimdi bu ilginç yaratıklar beni cezbetmişti nedense. O anda aklıma bir fikir geldi ve Boreas'ı bel altıma bile takmadan dışarı fırladım. Beş dakika önce çıktığım silah yapımı dersliğine girdim ve Kheiron'un arkamdan küfredeceğini bilsem de bulabildiğim bütün çeliği eritmeye başladım.

Aklımdaki şeyi yaparken sürekli olarak salak salak sırıtıyordum. Zaman zaman ateş dayanılmaz sıcaklığa gelmiş olsa da yıllardır yanan, kavrulan ellerim için pek sorun olmadı. İlk başta planı şekillendirirken hiçbir sorun yoktu, fakat iş pratiğe düşünce biraz zorlanmaya başladım. Önce uygun kalıbı bulmam gerekiyordu. Birkaç saat canım anneme gözyaşı döktürdükten sonra dayanamadım ve Volkan'ın üzerindeki Limne adası kabartmasına basarak babamdan yardım istedim. Beni bir anda kendi maden ocağına çekti ve birkaç Telekine'nin yardımıyla kısa sürede uygun kalıbı oluşturdum. Onlara teşekkür etmeden babama döndüm ve "Yardımın için teşekkürler baba, yine sayende en güçlü özellikler bende olacak." dedim. Babam çarpıcı güzellikteki gülümsemelerinden birini attı ve beni kampa geri gönderdi. Bu sırada "İyi ki anneme benzemişim." diye düşündüm. Babamın düşüncelerime dalmayacak kadar meşgul olmasını dileyerek küçük bir çekiç alıp işimi tamamladım. Ardından pegasus ahırlarına döndüm ve kendime boş bir alan aramaya koyuldum. Ürkek bir pegasusu başka bir yer bulması için kovaladıktan sonra şaheserimi onun yerine koydum. Karşımda tamamen çelikten yapılmış, her tarafı ışıl ışıl parlayan bir pegasus duruyordu. Dış görünüşünde etraftaki pegasuslardan hiçbir farkı yoktu, hatta onlardan biraz fazla kaslı duruyordu. Gözleriyse lav kırmızısı olduğu için biraz ürkütücüydü. Sol bacağının tam üstünde eski Yunan harfleri ile H2309 yazıyordu. 'H' Hephaistos'u, '09' Hephaistos kulübesinin numarasını temsil ediyordu. '23' ise hayatım boyunca karşıma çıkan ve birçok olayı etkileyen numara olduğu için yazmıştım. Sonuç olarak pegasusumun adı H2309'du ve bunun bir ilk olduğunu düşünüyordum. Hiç yorulmayacak, hiç acıkmayacak ve hiç ölmeyecek bir pegasusumun olması da bir ilkti sanırım. Kardeşlerime biraz hava atmak için aceleyle kulübeme doğru yürümeye başladım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
The Beygir
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Heroes Of Olympus :: Yunan Kampı :: Pegasus Ahırları-
Buraya geçin: